8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

ÇANKIRI BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU

BASIN AÇIKLAMASI

Basına ve Kamuoyuna

Dünyanın dört bir tarafında  8 Mart Dünya Kadınlar Gününde bir kez daha farkındalık oluşturulabilmesi açısından kadınların maruz kaldığı eşitsizlikler, haksızlıklar ve her türlü ayrımcılıklar için omuz omuza ve dik bir duruş sergileyerek yol kat edilmeye çalışılmaktadır. 8 Mart Dünya kadınlar gününün tarihçesine bakıldığında da bu duruşun ilhamının kaynağı ortaya çıkmaktadır. ABD’nin New York eyaletinde çalışma koşullarının iyileştirilmesini  talep eden işçilerin iş bırakma eyleminden sonra çıkan yangında 120 kadın işçi hayatını kaybetmiştir. Yaşanan bu elim olay ile  kadın hakları ile ilgili ilk fitil ateşlenmiş ve tüm dünyanın göz ardı ettiği gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. Danimarka, Almanya ve ABD sırasıyla bu günü dünya kadınlarına özel bir gün olarak kabul edince Birleşmiş Milletler tarafından da 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılması kabul edilmiştir. Türkiye'de ise ilk kez 1921 yılında kutlanmıştır.

Asıl olan bugünün kutlanması değil bu günün  bir mücadele bir varoluş bir dayanışma günü olarak benimsenmesidir. Kadınlara adanan bu gün; kadınların yaşamın her alanında maruz kaldığı; cinsiyet eşitsizliği, eğitim haklarından yoksun kalması , istihdam olanaklarından yararlanamaması gibi hayatsal alanlarda karşılarına çıkan zorluklara karşı bir başkaldırı niteliğindedir. Türkiye'de geçtiğimiz yıl kadın cinayetlerini durduracağız platformu verilerine göre  280 kadın öldürüldü, 217 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 2022 yılı itibariyle öldürülen kadın sayısı ise 72. Dünya Ekonomik Forumu'nun ülkelerin eğitim, siyaset, ekonomi ve sağlık kategorilerindeki puanları ve sıralamaları değerlendilerek düzenlediği  2021 yılı küresel cinsiyet eşitsizliği raporuna göre ise Türkiye 156 ülke arasında 133. Sırada. Bu verileri üzüntü ile takip ediyor ve kadına yönelik ayrımcılığın artık acilen müdahale edilmesi gereken bir seviyeye ulaştığını görüyoruz.

Mevcut hukuki düzenlemelerin ve uygulamaların kadına yönelik artan şiddeti önlemede yetersiz kaldığı ortadadır. Buna rağmen kadınlar  6. Yargı paketi ile gündeme gelen nafakaya yönelik değişiklikler ve getirilmesi planlanan aile arabulucuğu ile  Medeni Kanun'da elde ettiği pek çok hakkı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Mevzuattaki yetersizlikler ve uygulamadaki aksaklıkların düzeltilmesi için mücadele ederken, İstanbul Sözleşmesi'nin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Bu nedenle yetkilileri öncelikli olarak İstanbul Sözleşmesi'ne yeniden imza vermeye ve  mevzuattaki yetersizliklerin ve uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi amacıyla elektronik kelepçe kullanımının yaygınlaştırılması dahil her türlü imkanı sağlamaya davet ediyoruz.

Bilindiği üzere İstanbul Sözleşmesi'nden kanunu aykırı olarak çekilmemiz nedeniyle sivil toplum kuruluşları, barolar ve barolar birliği tarafından pek çok iptal davası açılmıştır. Danıştay Başsavcılığının yakın zamanda sunduğu  "Kanun hükmünde sayılan ve usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklerle ilgili İstanbul Sözleşmesi korunmalıdır" dediği  ve sözleşmeden çekilmenin hukuka aykırı olduğunu belirtiği mütalaa Danıştay'ın bu yönde vereceği kararı umutla beklememize neden olmuştur.

2022 yılında tüm dünya toplumlarını ilgilendiren ve yanı başımızda meydana gelen katliam hepimizi derinden yaralamaktadır. Yine her savaşta olduğu gibi en çok yara alan savaşın olmadığı dönemlerde dahi eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlar ve çocuklardır. Filistin, Afganistan, Suriye ve en son olarak Ukrayna'da devam eden savaşlarda bizi derinden yaralayan görüntülerin odağında kadınları ve çocukları görüyoruz. Dünya barışının sağlanması için tüm taraf devletleri evrensel barışa hizmet etmeye çağırıyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği son bulana kadar Çankırı Barosu Kadın Hakları komisyonu olarak hukuki mücadelemizi devam ettireceğimizi bildiriyor ve açıklamamızı Virginia Woolf'un ünlü sözü ile bitiriyoruz.

"Bir kadın olarak benim ülkem yoktur

 Bir kadın olarak bir ülke de istemiyorum

 Bir kadın olarak tüm dünya benim ülkemdir."

Çankırı Barosu Kadın Hakları Komisyonu

Av. F. Gülçin KÖRHÜSEYİN

Av. Hamide ÖRENGÜL