Değerli Meslektaşlarım
Bu gün Avukatlar günü , bu gün yine savunma mesleğinin ekonomik, sosyal ve siyasal kuşatma altında olduğu bir gün. Bu gün Köleliği kaldıranların, bu gün Fransız ihtilalin de ihtilal beyannamesini yazanların , bu gün yargılamanın olmazsa olmazlarının, bu gün hakimi hakim, savcıyı savcı yapan hukukçuların, avukatların günü.
Adalet duygusunu yitirmiş hiçbir toplumun geleceği yoktur. Bu nedenle temel talebimiz, Bağımsız yargıdır ve adil yargılama hakkının gerçekleştirilmesidir. Mesleğimizin pek çok sorunu bulunmaktadır. Ancak hiçbir sorunumuz halkımız, yurttaşlarımız için hak ve adalet talebimizden, meslek onurumuzdan daha önemli ve öncelikli değildir. Savunmayı yok saymak, halkın hak arama özgürlüğünü yok saymaktır. Hiç kimse, bir gün adil yargılanmaya, savunmaya ve savunulmaya ihtiyacı olabileceğini unutmasın. Hiç kimse benim Avukata ihtiyacım olmaz diye düşünmesin. Biz avukatların toplumun sesi ve vekili olduğunu unutmasın. Unutmayınız ki savunmanın olmadığı yargılama, yargısız infaz olur.
Biz avukatız, hukukçuyuz, güce tapmayız, zulme ve baskıya boyun eğmeyiz, hiçbir iktidara biat etmeyiz. Gerekirse kırılırız, eğilip bükülmeyiz. Hiç kimseden emir almayız, kimsenin kölesi ve emir eri de olmayız. Biz gücümüzü kuvvetten, iktidardan değil, hukuktan, haktan ve halktan alırız.
Bu gün geldiğimiz noktada, ülkemiz, konusu hukuk olan ve sonuçlarının da ne olacağı belli olmayan büyük bir imtihandan geçmektedir. Bu imtihan içerisinde insanlarımız, isimsiz, imzasız ihbar mektupları ile soruşturmaya tabi tutulmakta, suçlamaların dayanağı olan kanıtların ne olduğunu bilmeden Uzun süre tutuklu kalmaktadırlar, bu durumdan vatandaşın yanı sıra devleti yöneten Cumhurbaşkanı ve Başbakan, yüksek yargı başkanlarının rahatsızlıklarını duymaktayız. Meslektaşlarımızın aldıkları davalar ile özdeşleştirildiğini , robokoplarla duruşma salonlarında dövüldüklerini, sabaha karşı göz altına alındıklarını, bazı davalarda savcıların, avcılık yaptığını izlemekteyiz. Bu ortamda savunmayı savunmak zorunda kaldığımızı üzülerek belirtiyorum. Büyük Atatürk ün şu sözünü de söylemeden geçmiyorum
Atatürk’ün dediği gibi: Herhalde alemde bir hak vardır ve hak, kuvvetten üstündür.
Avukatlık kanunu bizlere, hukuk devletini ve adil yargılamayı sağlama görevi vermiştir. Dolayısıyla demokrasiyi korumakta bizim görevimizdir. Bildiğiniz gibi demokrasi ağır bir yüktür ve herkes onu taşıyamaz. Demokratım demekle de demokrat olunmaz. Demokrat olmak bir yaşam biçimidir. Bir kültürdür, yaşama ve insanlara karşı bir duruş bir tavırdır. Demokrasi, farklılıklara tahammül etmek değil, Farklılıkları kurucu unsur olarak kabul etmektir.
Demokrat kimliğimizden asla taviz vermeyelim. Fakat; İnsanlarımızın Kutuplaşmasına, yapay düşmanlıklar üretenlere, Düşünce polisliği yaparak insanlarımızı fişleyenlere, Sloganlarla düşünenlere, hamaset yapanlara, gelecek ufku ve vizyonu olmayan, internet teröristi klavye delikanlılarına, niyet okuyuculara, Statüsüne endeksli olanlara, Toplumun sinir uçlarına bilerek bıçak saplayanlara, ezberlediğinden fazlasını konuşamayan ve düşünemeyen medya maymunlarına, yine önceden öğretilmiş ekranların Hacivat ve karagözlerine izin ve pirim vermeyelim.
Hukukun, Hukukun üstünlüğünün, İnsan haklarının, Adil yargılamanın, Demokrasinin, Barışın, Hoşgörünün ve sağduyunun egemen olduğu, özgür ve çağdaş bireylerden oluşan, Üstünün hukuku değil, hukukun üstün olduğu, ulus devlet anlayışının ve üniter devlet yapısının bozulmadığı bir ülkede yaşama dileğiyle, hepinizin Avukatlar gününü kutluyorum.
Av ERKAN KÖROĞLU
ÇANKIRI BARO BAŞKANI