25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLAR ARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 23.11.2012 22:00:00| Okunma Sayısı: 2642

 
 

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI

ULUSLAR ARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

 

         Kadın Hakları konusu insan hakları kavramı çerçevesinde ele alınmalıdır. Ancak insan haklarına ilişkin değerlendirmeler tek basına kadın haklarının Özgünlüğünü karşılamaya yetmemektedir. Kadın haklarının toplumsal yapı, aile ve iktidar ilişkileri açısından yeniden yapılandırılması gerekir.

         Ülkemize kadınlara siyasal, yasal ve ekonomik anlamda hakların tanınması Türkiye Cumhuriyetinin kurulusu ile belirgin bir sıçrama yapmıştır, ancak yeterli değildir. Pozitif ayrımcılık yoluyla kadın mağduriyetinin her alanda pişirilmesi gerekir, daha yapılacak çok şey vardır.

        Mevcut düzen maalesef kadınları maruz kaldıkları şiddetten korumaya yetmiyor.Bu şiddetin sonu artık cinayetlere varmaya başladı.Kadın cinayetleri kadına yönelik şiddetle orantılı çığ gibi büyümekte ama mevcut düzen bunun önüne geçmeye yetmemektedir.Kadının korunmasına dair oluşturulan 4320 sayılı yasayla ; Türk Medeni Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi halinde, Sulh Hukuk Hakimi re'sen meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da bir kaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başkaca tedbirlere de hükmedebilir.

Kusurlu eşin;

· Diğer eşe veya çocuklara (veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerine) karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması,

· Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yaklaşmaması,

· Diğer eşin (veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin) eşyalarına zarar vermemesi,

· Diğer eşi ve çocukları (veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin) iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,

· Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi gibi.

· Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak ortak konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmaması.

        Bu yasa maalesef bu haliyle kadını korumaya yetmemektedir.Şiddet mağduru her kadın olması gerektiği gibi koruma talep etmekte ancak hepsine tek tek koruma verilememektedir.Mağdur her kadına bir koruma verilmesi zaten imkansızdır.Ancak bu durum kadının şiddete uğramasını yada öldürülmesini haklı göstermez.Başka çözüm yolları aranmalıdır ki bu yollardan bir tanesi ‘elektronik kelepçe’ yöntemidir.Şiddet gösterip evden uzaklaştırılan eşe elektronik kelepçe bağlanmalı ve bu bir merkezden takip edilmeli tehlike anında kolluk kuvvetleri harekete geçirilmelidir.

        Günümüzde maalesef şiddetin,cinsel saldırı veya tacizin mağdurları genellikle yaşlarına bakılmaksızın kadınlar olup buna kız çocukları ve bebeklerde dahildir.Cinsel saldırıya,tacize veya şiddete uğrayan kadının,bekar veya evli yada engelli olması önemli olmadığı gibi başının kapalı yada açık olması,eğitim durumu ile yaptığı iş de önemli değildir.

         Kadın hakları ve şiddet deyince ilk akla gelen kadın sığınma evleri oluyor.Sığınma evlerinin sayısı arttırılmalı.Çocuk izlem evleri,çocuk sığınma evleri,şiddet mağduru kadınlar için rehabilitasyon merkezleri kurulmalı,sayıları arttırılmalıdır.

          Geçmişten günümüze girdiği her işte başarıyı yakalamış kadınların toplumda hala ezilmesi ve şiddete maruz kalması aslında kabul edilemeyecek olan bir gerçek. Bunu tersine çevirmek, kadınlarımızı bilinçlendirmek için omuz omuza vermeliyiz. Bu doğrultuda gerçekleştirilen kampanyalara destek olmalı, düzenlenen eğitim programlarına katılmalıyız

                Tüm insan hakları gibi, kadın hakları da eğitim ve gelişim düzeyi arttıkça yeni bir aydınlığa doğru adım atıyor. Toplum hayatını düzenleyen yasalarda gelişen şartlara uyumlu olarak değişim gösteriyor. Haklarımızı ne kadar iyi bilirsek maruz kaldığımız olaylarda da kendimizi korumayı o kadar iyi biliriz.

                Kadına yönelik şiddet ve her türlü kötü muamele hiçbir şekilde kabul edilemez, hiçbir kadından da kabul etmesi beklenemez.

 

                                                                                                    Av.A.BUKET UYSAL

                                                                                             Çankırı Barosu Kadın Hakları

                                                                                                    Komisyonu Başkanı

 

 

20.04.2024
AV. MUSTAFA DENİZ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.