BAROMUZ AVUKATLARINDAN AV. ÖZER ARSLAN’ IN
NEDEN, HÂLÂ VE İNATLA İÇMEYE DEVAM EDİYORUZ? KONULU MAKALESİ
Sevgili okuyucularım… Sevgili dostlar… Bugün artık sigaranın zararlarını hepimiz biliyoruz… Bundan dolayı, ben, bu yazımda uzun uzun “sigaranın zararlarını” anlatacak değilim… Benim üzerinde durmak istediğim konu daha başka… Ama yeri gelmişken bu konuda sadece; “sigaranın içinde 4000 tane zehirli madde (fare zehiri dahil)olduğunu, bunların 50 tanesinin kanser yapıcı olduğunu, ağız, gırtlak ve akciğer kanserine yakalananların % 90’ının sigara içenler olduğunu” söyleyip, asıl söylemek istediklerimize geçelim…
Sevgili dostlar… Hergün, bir şekilde, bir yerlerden sigaranın ne kadar zararlı bir şey olduğunu duyduğumuz halde, bunun mutlaka içilmemesi gereken bir şey olduğunu duyduğumuz halde, HEMEN BIRAKILMASI GEREKEN BİR ŞEY OLDUĞUNU duyduğumuz halde, neden hâlâ, inatla ve ısrarla sigara içmeye devam ediyoruz? Bir gün olsun, neden “külahı önümüze koyup” bir kere bile “NE YAPIYORUZ? NE EDİYORUZ?” diye düşünmüyoruz? Bunları düşünmek için, illâ, SİGARA İÇEN İNSANLARIN YAKALANDIKLARI AMANSIZ HASTALIKLARDAN HERHANGİ BİRİNE BİZİM DE Mİ YAKALANMAMIZ GEREKİR?
Sevgili dostlar… Ben, sigaranın isteyerek içildiğini düşünmüyorum… “OTOMATİĞE BAĞLANMIŞ BİR ALIŞKANLIK” olduğunu düşünüyorum… Yani, sigaraya BİR ŞEKİLDE başlanmıştır ve artık o bizim için VAZGEÇİLMEZ BİR ALIŞKANLIK olmuştur… Her aklımıza geldikçe, bu konuda kafamızda hiçbir düşünce oluşmadan, yani, “NE YAPIYORUZ? NE EDİYORUZ? YAPTIĞIMIZ NEDİR?” gibi bir soruyu kendimize hiç sormadan, otomatik olarak ve gayrihtiyarî olarak sigarayı yakıyoruz ve içiyoruz… Sonra, bir daha bir daha ve bir daha… Bu, her sigara içme anında tekrarlanan bir durumdur… Aslında, sigarayı insanın kendisi istemez…Nikotine alışmış olan damarlarımız ister… Nikotine alışmış olan ve artık onsuz olamayan damarlarımız, bu ihtiyaç hâsıl olduğu zaman, hemen insanı sıkıştırır “hadi yak!” hadi yak!” diye… Bu konudaki iradesini damarlara havale eden insan da hiç itiraz etmeden hemen sigarayı yakar…
Sevgili dostlar… Sigara içenlerin çoğunluğu, her fırsatta, aslında bunu bırakmak istediklerini söylerler ve arkasından “neden bırakamadıklarına dair” birçok gerekçeler ileri sürerler… BU TÜR GEREKÇELERİ İLERİ SÜREN VE GÛYA KENDİLERİNİ HAKLI ÇIKARMAYA ÇALIŞAN İNSANLARIMIZ, ASLINDA VE GERÇEKTE “SİGARAYI BIRAKMAK İSTEMEYEN” KİŞİLERDİR… Neden mi? İzah edeyim: İnsan bazen, istese de istemezse de MECBUR OLDUĞU bazı şeyleri yapmak ve yerine getirmek zorundadır… Çünkü, mecburdur… “Mecbur ve zorunlu olmak”, insanın bir şeyi yapıp-yapmama noktasındaki tercih hakkını elinden alır… Şimdi, bu noktada soruyorum; Biz sigarayı bırakmaya mecbur muyuz, değil miyiz? “Mecburuz” diyorsak, yani, mecbur olduğumuza inanıyorsak, artık tercih hakkımız yok.. Mecburi istikamet…(Sigarayı bırakmaya hangi gerekçelerle ve ne için mecbur olduğumuzu anlatmaya gerek var mı? Bence yok..) Ama, HER ŞEYE RAĞMEN, “mecbur değilim!” diyorsak ve buna KENDİMİZ DE İNANIYORSAK, o zaman konuşacak hiçbir şeyimiz kalmayacaktır…
Sevgili dostlar… Bırakanlar nasıl bırakıyor? Onlara ne oldu? Hiçbir şey… Siz bırakınca, size de hiçbir şey olmayacak… Herhangi bir şey, bazı insanlar tarafından bırakılabiliyor ve terk edilebiliyorsa, bu durum o şeyin “bırakılabilecek bir şey” olduğunu gösterir… Sigara, çoğu insan tarafından bırakılabiliyor… Demek ki, sigara da aslında; “bırakılabilecek bir şey” dir… O zaman siz de bırakabilirsiniz… ASLINDA, HER ŞEY SİZİN ELİNİZDE… KİMSEDEN BİR ŞEY BEKLEMEYİN… KENDİNİZE GÜVENİN VE “BEN BUNU BIRAKABİLİRİM VE BIRAKACAĞIM!” deyin… Şimdi, bir şey olmuyormuş gibi gelir… Buna sakın aldanmayın ve sonunu düşünün… Bu konuda o kadar doluyum ve o kadar söyleyecek sözüm var ki… Neyse, şimdilik, sözü daha fazla uzatmayalım ve şöyle bağlayalım: Bizimkisi bir tekliftir… Sizin sigarayı bırakmanızla, sizin dışınızdakiler bir şey kazanacak değildir… Burada sadece bir kişi kazanacak; o da sizsiniz… Ama, netice itibariyle, yine de siz bilirsiniz…
Av. Özer ARSLAN
ÇANKIRI BAROSU AVUKATI